Tarfin’in Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki ilk yetkili satış noktalarından biri olan Yeni Dünya Tarım’dan Ferdi Aslan ile okurlarımıza yepyeni bir vizyon kazandıracak, verimli bir sohbete imza attık. Ata mesleği olan çiftçiliği yenilikçi perspektifi ile ele alan Ferdi Bey, ders niteliğindeki sözleriyle geleceğin tarım dünyası için okurlarımıza ilham veriyor. “Üretemezsek, yok olmaya mahkum kalacağız.” diyerek toprağın geleceğimiz olduğunu vurgulayan Ferdi Aslan, küresel ısınma gibi evrensel sorunlar olsa da umudunu kaybetmediğinin altını çiziyor. Geleceğimiz için toprağımızla yeniden barışmamız gerektiğini ifade eden Aslan, toprağın huzurunu müjdeleyerek gençlerimize önemli bir çağrıda bulunuyor: “Şehirlerde, fabrikalarda çok düşük ücretlerle çalışacağımıza, kendi köyümüzde, toprağımızda huzurlu bir yaşam inşa edebiliriz.”
Tarımla ilgilenmeye nasıl başladınız?
Çiftçilik bizim ata mesleğimiz, bizim hayatımız toprakla başladı. Toprakla büyüdük, şimdi de toprağı işlemeye devam ediyoruz. Nakliyecilik, tarım ürünleri alım satımı ve çiftçilik yapıyoruz.
Hemen uygulamayı indir, fiyatları karşılaştır.
Alışverişini hasada varan vadelerle Tarfin'den yap, uygun fiyata al, tasarrufun cebine kalsın!
Hemen uygulamayı indir, fiyatları karşılaştır.Doğu Anadolu Bölgesi’nde yoğunluk ekilen ekinler arasında neleri sayabilirsiniz?
Arpa ve buğday elbette başı çekiyor. Buna ek olarak yonca ve koringa da ekilmeye devam ediyor.
Bölgenizde iyi yetişen ancak çok tanınmayan ekinler var mı?
Bazı tarlalarda balkabağı çok iyi yetişiyor, çok yüksek verim elde edilebiliyor. Ancak çiftçilerimize böyle bir teşvik yapılamadığı için Doğu Anadolu’da balkabağı yetiştiriciliği hala çok yaygın değil. Benzer şekilde sulama desteği ile Doğu Anadolu’da çilek yetiştiriciliği konusunda da verim elde edilmesi mümkün. Ancak öncelikle elektrik ve su için altyapı çalışmalarıyla bölgenin desteklenmesi oldukça önemli.
Bu konuda bilinçlenme olması gerektiğini düşünüyorsunuz değil mi?
Elbette, toprak analizi yapılarak eksiklerinin tamamlanması, bölgeye uygun ürün seçilmesi, gerekli altyapı desteğiyle verimli üretim şartlarının sağlanması gerekiyor. Bilinçli besin kullanımı yaygınlaşmalı. Örneğin çinko eksikken tarlaya azot verildiğinde verim kaybı yaşanıyor. Oysa doğru gübreyle, vitaminle çok kolay çözülecek sorunlar bunlar.
Bölgenizde yoğun olarak hayvan yetiştiriciliği var mı?
Biz hayvan nakliyesinde de görev alıyoruz. Ağrı, Türkiye’nin hayvan deposu diyebiliriz. Türkiye’ye, hatta Orta Doğu’ya yön veren hayvan borsasının Ağrı’da olduğunu söyleyebiliriz. Ağrı ve ilçelerinde, resmi kayıtlara göre, 1.850.000 hayvan var. Bu hayvanların %60’ı küçükbaş, %40’ı büyükbaş. Ancak elbette çevre illerden gelen hayvanlar da var, ilde kayıt altına alınmayan hayvanlarla beraber Ağrı’da hayvan borsasının 2.000.000 kadar hayvana ev sahipliği yaptığını tahmin edebiliriz.
Çok yüksek rakamlardan bahsediyoruz. Bölgelerinizdeki tarım üreticileri ve hayvan yetiştiricileri için önerileriniz var mı?
Öncelikle bilinçsiz tarım yapılıyor ve bunun değişmesi gerekiyor. Toprağı tanıyarak, bilinçli bir şekilde çiftçilik yapmak çok önemli. Örneğin biz geçtiğimiz yıl, yeni bir buğday getirdik ve Tutak’ta bir köyümüzde bir ton ekilerek denendi. Bir ton buğdaydan 17 ton ürün elde edildi. Fakat aynı buğdayı Ağrı merkezde ektik, verim alamadık. Bölge içerisinde bile toprak yapıları çok değişiyor. Bizim önce toprağımızı tanımamız lazım. Devletimizin öncü olacağı, geniş çaplı bir mühendislik çalışması ile Doğu Anadolu bölgemizin çok daha verimli hale getirilebileceğini düşünüyoruz. Üreticilere önerim, bilimi, yeniliği takip etmeleri ve yenilikleri denemeleri olabilir. Ancak böyle gelişebiliriz.
Bölgenizde çiftçilerimizin en sık karşılaştığı sorunlar neler?
Mazot, gübre ve yollar ana sorunlarımız. Yağmur yağdığında traktörün tarlaya ulaşması bile sorun haline geliyor. Ayrıca sulama sorunu da yaşıyoruz. Yaşanan ciddi bir kuraklık var. Ağrı ovasını suya kavuşturacak yatırımların, su sorunlarımızı çözeceğini umut ediyoruz. Bunun yanında çiftçilerimizin ürünlerini sergileyeceği bir borsa, maalesef ilimizde mevcut değil. Resmi olarak çiftçilik yapanların yanında maalesef bu işi kayıt dışı gerçekleştirenlerin varlığı da bizde endişe uyandırıyor. Bir borsa kurulmuş olsa ve çiftçilerimiz vatandaşa bu ürünleri pazarlayabilse çok daha iyi olabilirdi.
Tarım ve hayvancılığın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Çiftçilerimizin hangi teknolojileri takip etmesini öneriyorsunuz?
Küresel ısınma, geleceğimizi tehdit ediyor. Bilim insanları da 40-50 yıl sonra küresel ısınma nedeniyle tarımın ciddi tehdit altında olacağı konusunda hemfikir. Orta Doğu’nun çölleşmesi, kuraklaşması bizim için en önemli sorun. Bunun yanında gençlerimizin yurt dışına gitmesi ise diğer önemli sorunlarımız arasında. Geçtiğimiz yıllarda bir köyümüzde 650 tane genç yurt dışına gitmiş mesela. Peki bunların çözümü var mı dersiniz, devlet politikalarının suyun verimli kullanımı, gençlerin tarıma, ülke toprağına ilgisinin artırılması yönünde geliştirilmesi şart. Mesela en verimli sulama yöntemleri nasıl olmalı bilmeli ve uygulamalıyız. Damla sulama veya yağmurlama sulama gibi yöntemleri kıyaslamalı, öğrenmeli, seçmeliyiz. Bilime, teknolojik gelişmelere dayalı tarım yaklaşımıyla, gençlere yönelik teşviklerle, stratejik öneme sahip olan bölgemizin çok daha fazla kalkınacağını düşünüyorum.
Çiftçilerimize, hayvancılık yapanlara önerileriniz var mı?
Hiçbir zaman umutsuz olmamak gerekiyor. İnternet üzerinden araştırmalar yapmalı, bölgemizin sert iklimine hangi ürünler uygun olur öğrenmeliyiz. Denemeli, ders almalı, çalışmalı ve gelişmeliyiz. Kısacası, ürün çeşitleri ve verimi için arayış içinde olmayız. Uzmanların görüşlerini almalı, toprağımızı analiz ettirmeliyiz. Ancak bilimle gelişebiliriz.
Tarfin’in Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki ilk satış noktalarından biri de sizsiniz. Tarfin’in bölgenizdeki çiftçilerimize faydaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Tarfin, çiftçilerimiz için faydalı bir kuruluş. Çiftçilerimiz, tarım girdilerini almak konusunda maddi zorluklar yaşayabiliyor. Tarfin, sağladığı ödeme opsiyonlarıyla çiftçilerimizin önünü açıyor. Hemen veya hasattan sonra ödeme seçeneklerinin olması, çiftçilerimizin rahatlıkla tarım yapmasını sağlıyor. Tarfin olmasaydı, çiftçilerimiz toprağını ekemeyecek, zor durumda kalacaktı.
Siz Tarfin’i çiftçilerimize nasıl anlatıyorsunuz? Çiftçilerimizin dönüşleri nasıl oluyor?
Tarfin’in şartları piyasa koşullarına göre çok uygun... Biz piyasaya daha bağlıyız ve bu nedenle uzun vadede, çiftçilerimize belirsiz bir süreç sunabiliyoruz. Çiftçilerimiz, Tarfin sayesinde aldığı ürün için hangi şartlarda ve ne kadar ücret ödeyeceğini en başından biliyor. Tarfin ile alışveriş, çiftçilerimiz için daha makul oluyor. Bunun sonucunda vadeli satışlarımızın %95’i Tarfin üzerinden gerçekleşiyor. Elbette onlar da memnuniyet duyuyor.
Tarfin aracılığıyla genç çiftçilerimize neler söylemek istersiniz?
Tarfin, genç çiftçilerimizin tarım alanında duydukları ekonomik sıkışmışlığın önünü açan, yenilikçi bir sistem. Tarfin, tarlalarımızın boş kalmaması için çiftçilerimizin bugün en önemli desteği oluyor. Ben genç çiftçilerimizin de bunun farkında olduğunu düşünüyorum. Onlara, Tarfin ile tanışmalarını, Tarfin Mobil’i kullanmalarını tavsiye ediyorum.
Peki, bölgenizde çiftçilik yapmak isteyenlere tavsiyeleriniz var mı?
Bölgemizde çiftçilik yapmak istiyorsanız, kiralamadansa kendi araziniz olmasını tavsiye ederim. Çiftçinin kendi köyünde ekmesi, biçmesi, hayvan otlatması çok daha avantajlı oluyor. İnsanın kendi toprağında yaptığı çiftçilik hem çok daha zevkli, hem de maddi anlamda avantajlı. Şehir stresinden uzaklaşma, toprakla buluşma, organik yaşam da köylerimizde, gençlerimizin yanına kar kalıyor. Bizim torunlarımıza bırakacağımız yegane miras üretim... Üretmeyen bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir. Üretemezsek, yok olmaya mahkum kalacağız. Şehirlerde, fabrikalarda çok düşük ücretlerle çalışacağımıza, kendi köyümüzde, toprağımızda huzurlu bir yaşam inşa edebiliriz.
Kurtuluş Cad No 91/C Kurtuluş Mah. Fevziçakmak, Merkez / Ağrı
Telefon: 0 (545) 250 59 61