Ekoturizm Nedir?

Turizm için yeni bir sayfa açan, kırsal alanların turizme kazandırılırken deforme olmamasının mümkün olduğunu ispat eden yeni trend, ekoturizm. Tarfin Blog, kırsal bölgelerde kalkınmanın ve halkın refah artışının yeni kaynağı olan ekolojik turizmi sizlere tanıtıyor. Tarımsal üretim ve hayvancılığın yanı sıra kırsal bölgelerimizin kültürel ve turistik etkinlik alanları olmasının önünü açan ekoturizmin ne olduğunu yazımızdan öğrenebilirsiniz. Tarfin, yenilikleri, trendleri ve güncel bilgileri sizlerle paylaşmakla kalmıyor. Aynı zamanda tarımsal ve hayvansal girdi alışverişlerinizde size kolaylık sağlayan sistemiyle yanınızda yer alıyor. Tarfin Mobil uygulaması ile günümüzde binlerce çiftçimiz, alışverişlerini avantajlarla yapıyor, peşin şekilde veya hasat vadesiyle ödüyor. Böylelikle üretim için maddi kaynak bekleme derdi son bulurken üretime bereket katacak ürünler en uygun fiyatlarla alınabiliyor. Siz de Tarfin ile tanışmak için size en yakın yetkili satış noktasını ziyaret edebilirsiniz. Eğer ekoturizm hakkında daha detaylı bilgi almak isterseniz, yazımızı okuyabilirsiniz.  

Her geçen gün daha çok insan tarafından tercih edilen ekoturizm, ülkemizde 1990’li yıllardan bu yana hayatımızda. Çevrenin korunduğu, yerel halkın refahının ön plana alındığı bir turizm sistemi olarak tanımlanıyor. Turizm gerekçesiyle doğal kaynakların tüketildiği, iklim krizinin tetiklendiği dünyamızda, çevre ve insan dostu bu yeni model, turizmin başka türlüsünün imkanını gösteriyor. 

Ekoturizm anlayışıyla seyahat gerçekleştirilirken, 

• Ekolojik dengenin korunması amaç ediniliyor. 
• Çevreci yaklaşımla, doğaya zarar verecek herhangi bir yapıdan, girişimden uzak duruluyor. 
• Sıfır atık gibi anlayışlar uygulamaya dönüştürülerek sürdürülebilir ürün kullanımları teşvik ediliyor. 
• Bölge halkının faydasının ön plana alındığı geliştirmelerle yerel nüfusun refahı artırılıyor. 

Ekoturizm için kullanılabilecek kaynakların başında topografik değerler geliyor. Örneğin, dağlar, kanyonlar, plajlar, mağaralar, volkanlar, fosiller bu kaynaklar arasında sıralanıyor. Bölge iklimi bir diğer kaynağı oluşturuyor. Isı, yağış miktarı, gün ışığı gibi iklime dair özellikler değerleri oluşturuyor. Göllerden nehirlere, şelalelerden termal kaynaklara, yaban hayatın zenginliğinden orman ve mera örtüsünün yaygınlığına kadar ekoturizm için değer arz eden birçok kaynaktan söz edebiliriz. Ayrıca konumun merkezi veya uzak olması da bir değere kaynaklık edebiliyor. Eğer kültürel çekiciliğin kaynaklarından söz edersek, bu kez antik kentlerden, tarih öncesi kalıntılardan, tarihi mekanlardan, dini ve kültürel merkezlerden söz etmek mümkün. Buna ek olarak, bölgede gerçekleştirilen fuarlar, panayırlar, törenler yine ekoturizm için çekiciliği artırıyor. Doğa ve kültürün beraber ele alındığı ekoturizmde, özgünlük en önemli değer anlamına geliyor. 

Ekoturizmin Çeşitleri Nelerdir? 

Orman Genel Müdürlüğü yayınlarına göre, literatür taraması yaptığınızda, ekoturizm teriminin ilk kez 1978 yılında Kenton Miller tarafından kullanıldığını görebilirsiniz. Zaman içinde farklı tanımlarla karşımıza gelse de temelde ekoturizm, doğanın ve kaynakların tüketilmesine karşı doğanın ve kültürün korunmasını hedef alan turizm etkinliğini oluşturuyor. Araştırmalar, iki temel ekoturizm çeşidi olduğunu ortaya koyuyor. 

• Yumuşak Ekoturizm: Başka amaçlarla gerçekleştirilen konvansiyonel ekoturizm etkinliklerinin bir parçası olarak doğa ile kısa süreli ilişkinin olduğu aktivitelere deniyor. 
• Yoğun Ekoturizm: İdeal ekoturizm etkinliği olarak görülüyor. Doğa ile kurulan ilişki çok daha uzun süreli ve yoğun gerçekleşiyor. 

Ekoturizmin Faydaları Nelerdir? 

Ekoturizmden söz edebilmek için öncelikle korunan veya korunmayan eşsiz bir doğal çevre olması gerekiyor. Ekoturizmin gerçekleştirildiği alanlarda, çevre bilincinin arttığı gözlemlenirken, arazilerin uzun dönemli güvenliğine de kaynak oluşturuluyor. Bölge halkının öz değerlerinin, kültürünün değerli kılındığı turizm anlayışı, çevre ve yaban hayat için yarar sağlıyor. Buna ek olarak yerel halkın direkt dahil olduğu turizm faaliyetleri, bölge insanının eğitilmesine, gelişmesine, dil öğrenmesine imkan tanıyor. Hem yerel yöneticilerin hem de devlet organlarının aktif rol oynadığı hazırlık aşaması uzun zaman alsa da, eğitimli tur rehberleri, dil bilen yöre halkı, kültüre hakim esnaf ile toplu bir kalkınmadan söz edilebiliyor. Yerel halka açılan girişimcilik kapıları, istihdam fırsatlarını da beraberinde getiriyor. 

Türkiye’de Ekoturizm 

Ekoturizm yapılacak alanın 12 ay boyunca bir etkinlik vadetmesi gerekiyor. Bölge halkının turistik etkinliklerin içinde yer alması, sürdürülebilirlik temelli bir anlayışla doğayı koruyarak hizmet vermenin hedeflenmesi önem taşıyor. Bu bağlamda zaman zaman yerel yönetimlerin öncülük etmesiyle, kimi zaman ise bölgedeki ticaret ve sanayi odalarının desteği veya devlet organlarının planlamasıyla ekoturizm için girişimler başlatılabiliyor. Ayrıca ticari yatırımcıllar da ekoturizm projeleriyle bölgelere can verebiliyor. Henüz üzerine evrensel bir yol haritası olmadığı için zaman zaman biraz kafa karıştırıcı olabilen ekoturizm, örneklerle daha kolay anlaşılabiliyor. Ülkemizin dört bir yanında, ekoturizmin aktif örneklerini bulmak mümkün. Karadeniz’den Marmara’ya, Ege ve Akdeniz’e kadar hemen her yerde, özellikle yabancı turistlerin  ilgisini çeken etkinlikler gerçekleştiriliyor. 

Ülkemizde ekoturizm örneği sayılabilecek birçok projeden ve etkinlikten söz edebiliriz. 

• İzmir-Urla Bademler Doğal Yaşam Köyü: İzmir Büyükşehir Belediyesi Urla Bademler'deki Tarımsal Kalkınma Kooperatifi arazisine doğal yaşam köyü kurarak ekoturizmin önünü açıyor. Konaklamanın yapılabildiği alanlarda üretim parselleri, yürüyüş ve bisiklet yolları yer alıyor. Misafirlerin yerli halktan doğal salça, tarhana, reçel, turşu ve köy ekmeği yapmayı öğrendiği alanda, kerpiç atölyesinden çiçek yetiştiriciliği eğitimlerine kadar birçok etkinlik yapılıyor. Zeytin sıkımı gibi tarımsal üretime dair birçok örneğin uygulamalarla gösterildiği alan, ülkemiz için ekoturizm örneklerinden birini oluşturuyor. 
• Trabzon-Düzköy Ekoturizm Köyü: Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) tarafından hazırlanan ekoturizm köyü projesi, yöre mimarisinin özelliklerini taşıyan ev ve serander yapıların tanıtımını içeriyor. Turistler tarlalarda, ahırda çalışarak yöre kültürünü öğreniyor. Çay yetiştiriciliği ve mısır öğütme gibi deneyimlerin yer aldığı ekoturizm projesi, bölgenin eşsiz doğasının özellikle yabancı turistlere tanıtılmasını sağlıyor. 
• Bilecik-Gölpazarı Kurşunlu Köyü: Köy sakinlerinden birinin Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğünce 2013'te "Sıra dışı okur" seçilmesiyle başlayan ekoturizm hikayesi bugün bir köyün kalkınmasına zemin hazırlıyor. Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansının (BEBKA) desteğiyle düzenledikleri tanıtım gezisinin ardından ekoturizm hizmetlerini artıran köylüler, konuklarını ağırlıyor. Konukların sobalı odalarda konakladığı, ormanda yürüyüş yaptığı, ekmek pişirmeyi öğrenip kümesten yumurta topladığı ekoturizm etkinliklerinde, yurt dışından gelen turistler aylarca köyde zaman geçiriyor. Peynir yapımından hasır yapımına kadar farklı konularda eğitim alan turistler yöre halkından yöresel lezzetler satın alarak yeni bir ekonominin oluşmasına yardımcı oluyor. 
• Muğla-Köyceğiz Çandır Ekoturizm Alanı: Orman Genel Müdürlüğü’nün örnek gösterdiği ekoturizm alanı, uzun yürüyüş ve bisiklet parkuruyla eşsizleşiyor. Dalyan Boğazı, Kaunos Antik Kenti gibi zenginliklere ev sahipliği yapan bölge, tarım, arıcılık ve hayvancılık etkinliklerine sahne oluyor. Kızılçam ormanları, İztuzu kumsalı gibi güzelliklere sahip olan bölge, misafirlerine özgün bir ekoturizm deneyimi yaşatıyor.